Ceza Hukuku kategorisinde tarafından
Merhabalar

Ağır ve yüz kızartıcı bir suç ile şikayete uğranılıyor. Şikayet edilenin hakkında ise kişilik hakları kısıtlanıyor ve çeşitli tedbirler uygulanarak mağdur ediliyor. Ayrıca şikayet sonucu olayla ilgisi olmayan 3. iyi niyetli kişilerin de sebepsiz ve haksız yere mağduriyeti söz konusu. Dosyaya takipsizlik verildi ve iftira suçunun da oluşmadığı, kişinin şikayet hakkını kullandığı belirtiliyor. Şimdi asliye hukuk mahkemesine şikayetçi hakkında mağdur kişilerce uzun ve ağır maddi-manevi kayıp için tazminat davası açacaklar. Ancak ayrıca iftira suçundan da ceza almasını istiyorlar.  Tebligatta iftira suçunun oluşmadığı belirtilmiş ama şikayetçi ifadesinde '' düşünüyorum, sanıyorum, olabilir, yapabilir... '' gibi sözler yerine, doğrudan ve kesin bir dille mağduru suçlayarak, bir takım görüntülerin elinde olduğunu, kendisine zarar verebileceğini, yurtdışına kaçabileceğini bildiğini belirtmiş. İfadesinde de, tebligatta da bu mevcut. Kanunda kesin bir itham ile ifade vermek veya öz

2 Cevaplar

0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
tarafından seçilmiş
 
En İyi Cevap
TCK md. 267'ye  göre  ''Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi''...

Dikkat ederseniz kanun maddesinde ''işlemediğini bildiği halde''  ibaresi geçmekte. İftira suçunun oluşması için kanun bu özel kastı arıyor. Yani iftira suçu işleyenin bile bile birine suç isnat etmesi gerekir.

Ceza hukukunda suçun oluşması için KAST yani  BİLME VE İSTEME olması gereken unsurlardan biridir. Bir eylem  tüm unsurları taşısa bile, kişinin kastı yoksa manevi unsur yokluğu nedeniyle kişinin eylemi cezayı gerektirmeyebilir.
0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
İlginiz için teşekkürler Merve Hanım.
Şikayetçi şikayetinden önce arkadaşımı aramış ve onun yapıp yapmadığını sormuş, konuşmuşlar. Ayrıca ailesinden birine ulaşmış, ardından arkadaşımla iletişime geçmiştir. Bu sırada da rahatsızlık verme, kişilerin huzur ve sükununu bozma eylemlerinde de zaten bulunmuştur. Sonrasında şikayette bulunmuştur. Ancak şikayetinde kesinlik bildiren, elinde olduğunu ve bunu bildiğini belirttiği ifadesi var. Bu bir kasıt ve bilinçli yapılmış eylem değil mi ? Doğrudan ve kesinlik belirtiyor. Kendisiyle de iletişime geçerek yapmadığını öğrendiği halde bu şekilde bir ifade ve şikayetle, çeşitli tedbir ve uygulamalarda bulunuluyor.
...