Manevi Tazminat Hukuku kategorisinde tarafından
Merhabalar
Birinin şikayeti üzerine evimde arama el koyma ve tedbir yaşadım. 6,5 ay sonunda gelen raporla temiz çıkıp beraat ettim. Geçen sene haksız ihtiyati tedbirden dolayı şikayetçiye manevi tazminat açtım. 1 yıl sonunda asliye hukuk mahkemesi; davanın muhatabı davalı değil hazinedir diyerek davanın reddine karar vererek istinaf yolu açtı. Şimdi 2 haftalık itiraz sürem var.

Ne yapmam gerek ?
İstinaf için nasıl bir yol izlemeliyim ?
Bir de istinafta da tekrar sil baştan bir mahkeme süreci mi geçecek yoksa yerel mahkeme dosya ve kararı incelenip, gözden mi geçirilecek ?

Zira hakim bile karar verirken, mağdur ve haklı olduğumu dile getirdi.

5 Cevaplar

1 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
Öncelikle geçmiş olsun.
Sizin hakkınızda şikayet veya ihbarda bulunulmasından sonra yargısal bir işlem yapılmış.
Arama ve el koymalar ancak hakim ve savcıların verdikleri kararlar ile oluyor.
Hakim ve savcı işlemlerine karşı ancak devlete karşı dava açılabiliyor.
Sizin hakkınızda şikayette bulunan kişiye de tazminat davası açılabilir ve suç duyurusunda bulunulabilir.
Eğer ihbar bir kasta dayanıyorsa iftira suçunu oluşturur.
Şikayetin haksız olduğu açık ise o kişiye de dava açılabilecektir.
Arama ve el koymaya dair tazminat ise şu şekildedir.
Haksız arama ve el koymalarda elbette tazminat davası açılabilir. 5271 sayılı cmk md. 141'de  buna ilişkin düzenleme yapılmıştır.
'Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.'
denilmiştir.
Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.
Oturduğunuz yer ağır ceza mahkemesinde açılması gerekir.
İstinaf incelemesi için bir dilekçe yazmalı ve itirazlarınızı dile getirmelisiniz.
İstinaf aynıyla onaylayıp kararı kesinleştirebilir.
Ya da bozup ya kendisini davaya bakar veya yeniden aynı mahkemeye gönderir.
0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
Merhabalar Ali Bey
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim
Ben de temiz kararımdan sonra şikayetçi şahsa karşı sebebiyet verdiği için tazminat davası açtım. Ancak mahkemede bir ikilem var önce davayı kabul edip 1 yıl sürdürüyor. Mağduriyetimi de görüp biliyor. Ki bu her şekilde ortada. 1 yılın sonunda bu hakkın için hazineye dava aç sen deyip davayı sonlandırdı. İstinaf yolum açık...
Adım gibi eminim ki, yargı, hak, hukuk falan yok bizde zaten.
İyi ki yurtdışında yaşıyorum gerçekten. Mağduriyetlerimin sayısı beli değil ya. Yazık bu insanlara...
0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
tarafından düzenlendi
Ali Bey

Şöyle bir yargıtay karar emsali buldum. Dilekçemi bu emsalle birlikte istinafa göndersem uygun mudur ?
Ki benim olayımda davayı haksız tedbir kesinleştikten sonra dava açmış bulunmaktayım. Tedbir devam ederken değil.


Dava örneği:

Tc

Yargıtay

7. Hukuk Dairesi

e. 2008/1996

k. 2008/3247

t. 23.7.2008



- Haksız Tedbir nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat ( Kusursuz Sorumluluk Esasının Kabul Edildiği )



- Maddi ve Manevi Tazminat ( Haksız İhtiyati Tedbirden Doğan Zarar - Kusursuz Sorumluluk Esasının Kabul Edildiği )



- Kusursuz Sorumluluk ( Haksız İhtiyati Tedbirden Doğan Zararın Gideriminde Kusursuz Sorumluluk Esasının Kabul Edildiği )



- İhtiyati Tedbir Kararı ( Alan Kimse İhtiyati Tedbir Kararının Haksız Olduğunun Belirlenmesi Halinde İhtiyati Tedbir Kararı Yüzünden Karşı Tarafın ve Üçüncü Kişilerin Uğradıkları Zararı Tazminle Yükümlü Olduğu )

- Davanın Açılmamış Sayılması Kararı ( Verilmesi Dahi İhtiyati Tedbirin Haksız Sayılması İçin Yeterli Olduğu )

1086/m. 110, 409

Özet : Davacı, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. İhtiyati tedbir kararı alan kimse, ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunun belirlenmesi halinde ihtiyati tedbir kararı yüzünden karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğradıkları zararı tazminle yükümlüdür. İhtiyati tedbirden kaynaklanan zararların tazmininde kusursuz sorumluluk esası kabul edilmiştir. İhtiyati tedbir kararının haksız olduğunun kabul edilmesi için davanın esası yönünden hüküm verilmesi zorunlu değildir. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi dahi ihtiyati tedbirin haksız sayılması için yeterlidir.


Dava : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle. temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:


Karar : Dava, niteliği ve içeriği itibariyle haksız ihtiyati tedbir kararı verilmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.


Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi gösterilen gerekçede de isabet bulunmamaktadır.


Humk. 110. maddesi hükmü uyarınca ihtiyati tedbir kararı alan kimse, ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunun belirlenmesi halinde ihtiyati tedbir kararı yüzünden karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğradıkları zararı gidermekle yükümlüdür. Kural olarak giderim borcunun doğumu için kusur aranmamaktadır. Gerçekten bu konuda öğretide, uygulamada ve yargısal inançlarda görüş birliği vardır. Diğer bir deyişle haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararların gideriminde kusursuz sorumluluk esası kabul edilmiştir. İhtiyati tedbir kararı alan kişinin sorumluluğuna hükmedilebilmesi için ihtiyati tedbir kararının uygulanmış olması, ihtiyati tedbir kararının haksızlığının belirlenmesi, zarar ile ihtiyati tedbir kararının uygulanması arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. İhtiyati tedbir kararının haksızlığının kabul edilebilmesi için açılan davanın esası yönünden hüküm verilmesi zorunlu olmayıp davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi dahi tedbirin kalkması sonucunu doğuracağından ihtiyati tedbir kararının haksız sayılması için yeterlidir.


Toplanan delillerden mahkemece ihtiyati tedbir kararının alınmasına esas olan İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2001/968 Esas sayılı dosyasında açılan davanın Humk 409. maddesi hükmüne göre açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu kararla dava açılmadan önce alınan ve uygulanan ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalktığı gözetilmeksizin dava ile doğrudan ilgisi bulunmayan tescilin hükümsüzlüğünün tesbitine ilişkin davadan söz edilerek henüz yargılama devam ederken tazminata hükmedilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın haksız tedbirin uygulanması nedeniyle uğradığı zarar mevcut olup olmadığı araştırılıp soruşturulmamış, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Yersiz gerekçeyle ve eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez.


O halde mahkemece az yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmekle ihtiyati tedbirin kendiliğinden ortadan kalktığı ve haksız hale dönüştüğü gözetilerek davacının haksız ihtiyati tedbirin uygulanması nedeniyle aralarında uygun illiyet bağı bulunan zararlarının araştırılıp, soruşturulması, kapsamının belirlenmesi, tarafların bu konuda gösterdikleri ve gösterecekleri delillerin toplanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir hüküm verilmesi gerekir.


Sonuç : Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın eksik araştırma, soruşturma ve yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün Bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 23.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
1 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
Bu karar özel bir düzenlemeye işaret ediyor. Sizin durumunuzu doğrudan açıklamaya yetmiyor.
Haksız arama varsa
a)Bu kararı veren (hakim veya savcı) işlemi nedeniyle devletten istenecek tazminat,
b)Haksız arama kasıtlı ve yanlış bir ihbar ya da şikayete dayanıyorsa o kişiye karşı açılacak tazminat,
İkisinin süreleri ve mahkemeleri farklı. Bunu önceki cevap yazımda detaylı şekilde açıkladığımdan burda yeniden yazmıyorum.
0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
Ali Bey

Kavram
Bilindiği gibi ihtiyati tedbir; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (Humk) 101. Maddesinde ve bu Kanunun yerine 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe girecek olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (Hmk) 389. maddesinde öngörülen, taraflardan birinin talebi üzerine dava açılmadan önce veya sonra, taraflar arasında ihtilaflı olan bir mal veya hakkın davanın esası hakkında karar verilinceye kadar korunmasını sağlamak amacıyla mahkeme tarafından kararlaştırılabilen, geçici hukuki korumalardandır.
İhtiyati tedbir isteyen tarafın, sonuçta haksız çıkması nedeniyle karşı tarafın veya üçüncü kişilerin uğrayabilecekleri zararı karşılamak için bir teminat göstermesi zorunludur. Yapılan yargılama neticesinde ihtiyati tedbirin haksız olarak koydurulduğu anlaşıldığı takdirde, karşı taraf veya üçüncü kişi, bu haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğradıkları zararın ödenmesini, açacakları ayrı bir tazminat davası ile ihtiyati tedbir koyduran taraftan talep edebileceklerdir.

Dava Şartları ve Yargılama
Haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat davası, her ne kadar Humk’ta açık bir ifade ile belirtilmemişse de, 110. Maddeye dayanılarak açılmaktadır. Ancak Hmk’da bu durum düzeltilerek, 399. Madde ile haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat talebine açıkça yer verilmiştir.
Kanunun ifadesi şu şekildedir:
“(1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.
(2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.
(3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”
Haksız ihtiyati tedbirden dolayı tazminat davası açılabilmesi için; ilk olarak ihtiyati tedbir kararının icra edilmiş olması gerekir.

İkinci şart, ihtiyati tedbirin haksız olduğunun ortaya çıkmasıdır. Yapılan yargılama sonucunda; ihtiyati tedbir koyduran taraf, esas hakkındaki davasını kaybetmiş ise, ihtiyati tedbirin haksız olduğu sonucu ortaya çıkar. Dolayısıyla ihtiyati tedbirin haksız olup olmadığının kesin olarak anlaşılabilmesi için, yargılama sonucu verilen hükmün kesinleşmesi beklenmelidir. Bunun haricinde, ihtiyati tedbir talep eden ve verilen ihtiyati tedbir kararını icra ettiren kişi, Humk’nın 109. Maddesinde öngörülen ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içerisinde (Hmk uyarınca 2 hafta içerisinde) esas hakkındaki davasını açmak zorundadır. Dolayısıyla esas hakkında dava açılmadığı takdirde, ihtiyati tedbir kendiliğinden kalkacak ve ihtiyati tedbirin haksız olarak konulduğu kabul edilecek ve tazminat davası açılabilecektir. Hmk’nın yürürlüğe girişi ile birlikte ise, haksız olma tanımı Kanunda yer bulmuştur. Buna göre, ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu anda haksız olduğu anlaşılır ise veya itiraz üzerine kaldırılır ise ihtiyati tedbir kararının haksızlığı ortaya çıkacaktır.


Durumum bu şekilde açık, net ve resmen ortadadır. Karşı tarafın avukatı sorumluluğu hazine üzerine atıp işin içinden sıyrıldı açıkçası.
Tamam tedbiri koyan birim/kurum hazine ancak sonuçta durduk yere, kendiliğinden koymadılar. Şikayet üzerine, şikayet talebiyle konuldu. Haliyle tedbir koyan değil, koyduran, konulmasını talep eden taraf bu talebiyle birlikte karşı tarafın ve varsa 3. iyi niyetli şahısların da oluşabilecek maddi manevi zararlarını karşılamakla sorumlu, hükümlü ve bunu baştan kabul etmiş sayılır.
Malum benim davam gibi, özellikle hukuk davalarında istinafa itiraz ettiğim konuyu belirtmem lehime olacaktır. İstemin belirtilmemesi durumunda, istinaf sadece kamu aleyhine bir durumun olup, olmadığına bakıp geçiyor.
İstinafa bu yazıyı da dilekçemde yer versem uygun olur sanırım.

Teşekkürler.

İlgili sorular

3 cevap
22, Temmuz, 2019 Aile Hukuku kategorisinde Sgullu tarafından soruldu
0 cevap
24, Ocak, 2019 Medeni Kanun kategorisinde konuttapusu tarafından soruldu
2 cevap
12, Kasım, 2018 Tazminat Hukuku kategorisinde AKDERE tarafından soruldu
...